woensdag 19 november 2008

KETEN TOHUMU MUCİZESİ

Kuru birer tahta parçasını andıran tohumlar, uygun şartlar sağlandığında yeşerir ve çeşit çeşit bitkilere dönüşürler. Ancak bazıları da toprakta yetiştirilmeden gerek sağlık alanında gerekse diğer alanlarda, tohum şeklinde kullanılarak -Allah’ın izni ile- büyük yararlar sağlarlar. Bu özellikleriyle ön plana çıkan tohumlardan biri de keten tohumudur. Rabbimiz oldukça küçük boyutuna rağmen keten tohumunun içinde, insan yaşamı için son derece faydalı ve önemli maddeler yaratmıştır.Doğal Omega-3 KaynağıGünümüzde Omega-3 yağ asitlerinin sağlık açısından oldukça önemli bir yere sahip olduğu, tüm tıp dünyası tarafından kabul edilen bir gerçektir. Kişinin enerji seviyesini olduğu kadar, konsantrasyon yeteneğini de artıran bu yağ asitlerinin bilinmesi gereken en önemli özelliği ise, vücudumuz tarafından üretilememesidir.Bu nedenle dışarıdan besinlerle alınması gerekir. Dolayısıyla bu durum, dünyada tarımı yapılan ilk ürünlerden biri olan ve sağlık açısından pek çok yararı bulunan 4-6 mm uzunluğundaki keten tohumunun önemini daha da artırmaktadır. Çünkü Omega-3 yağ asitlerinin en iyi doğal besin kaynaklarından biri keten tohumudur.Keten tohumundan elde edilen yağda %50 oranında, vücudumuz için gerekli olan bu yağ asitleri bulunmaktadır. Omega-3 serisinin en önemli temel yağ asitleri, Alfa-Linolenik asitten (ALA) türetilir. Bu da, en yoğun olarak yine keten tohumu yağında bulunur.Sağlıkla İlgili Diğer Kullanım AlanlarıKeten tohumunun sağlığa faydaları şöyle sıralanabilir:* Kalp hastalıklarına karşı koruyucu; yüksek kolesterol, trigliserid ve tansiyonu düşürücü etkiye sahiptir.* İçerdiği bazı asitler sayesinde eklem romatizmasına karşı yararlıdır. * Mide-bağırsak sorunlarında düzenleyici özelliğe sahiptir.* Kemikleri ve bağışıklık sistemini güçlendirmektedir.* İç organların yüzeylerini rahatlatıcıdır.* İçeriğindeki lignan (SDG) anti-kanser özellikli bir madde olup; göğüs, kolon (kalın bağırsak) ve prostat kanserine karşı koruyucu, kanserli hücrelerin büyüme hızını yavaşlatıcı ve bağışıklık sistemini güçlendiricidir.* Öksürükte, ses kısıklığında ve gastrit gibi mide sorunlarında da olumlu etkisi gözlenmiştir.* Ağız boşluğu, boğaz ve diş eti rahatsızlıklarında gargara olarak kullanılabilir.* Romatizmal hastalıkların önlenmesinde kullanılmaktadır.* Sinir sistemini ve hafızayı güçlendirici olarak tavsiye edilmektedir.* Egzema ve sedef hastalıklarının tedavisinde kullanılır.* İçeriğindeki enfeksiyon giderici maddeler romatoid artrit, sedef, alerjiler ve diğer yangılı hastalıklarda iyileştirici etkiye sahiptir.* Tokluk hissi verdiği için diyetlerde de kullanılır.* Omega-3, vitamin B-12 ve lifler açısından zengin olması, hücreleri genç tutarak yaşlanmayı geciktirici bir etki sağlar.Rabbimiz'in küçük bir tahta parçasını andıran bu tohumu pek çok faydalı özellikle yaratması, O’nun sonsuz ilminin ve insanlara olan rahmetinin delillerinden sadece biridir. Yüce Allah'ın tohumlar üzerindeki ilmi, Kuran’da şöyle bildirilmiştir:"Taneyi ve çekirdeği yaran şüphesiz Allah'tır. O, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. İşte Allah budur. Öyleyse nasıl oluyor da çevriliyorsunuz?" (Enam Suresi, 95)Endüstriyel Kullanım Alanları* Tohumundaki liflerden faydalanılarak tekstilde kullanılır.* Cam parçaları tahta yapılara tutturmak amacıyla kullanılan macunun yapımında kullanılır. Bu macun keten tohumu yağının ve kireç taşının belli oranlarda karıştırılmasıyla elde edilir.* İzolasyon maddesi olarak kullanılır.* Ahşap taklidi, bir tür yer kaplaması olan Linoleum’un yapımında kullanılır.

LUXURY VİLLAS

Nominee for "Best Villa in Mexico," 2007 World Travel AwardsTreat yourself to all the amenities of a six-star resort, but with the expansive space and privacy of this stunning oceanfront home. Perched high on a cliff overlooking Land’s End, where the Sea of Cortez meets the Pacific Ocean, Villa Peñasco offers the ultimate in natural beauty and first-class luxury.On the spacious main terrace, take in the magnificent ocean view from the jacuzzi or infinity pool as you listen to the soothing sounds of its waterfall. The terrace also features a palapa shade structure complete with an elegant bar, refrigerator, and barbecue, all perfect for outdoor entertaining.Inside, the villa offers a state-of-the-art gourmet kitchen. The scenic dining room seats 16, and fully opens to the main terrace. After dinner, relax around the large stone fireplace in the living room. When day is done, choose from five beautiful bedrooms. Each has a full marble bath, private terrace, TV, refrigerator, safe, and fabulous view.

Chalet Im Wieselti


Chalet Im Wieselti, near the famous ski resort of Arosa (1800m ) and Weisshorn peak (2653m), offers you both comfortable self catered accommodation and an ideal location from which to experience a wide range of winter or summer sports and outdoor activities in Switzerland.Situated in the alpine village of Langwies amongst the beautiful surroundings of the Schanfigg valley, the Chalet is ideally placed between the cosmopolitan ski resort of Arosa (15 minutes by car) and Chur the historic capital of Graubunden (20 minutes by car). The Chalet is south facing with stunning views across the valley and the famous Langwies viaduct. There is a wide variety of activities to take advantage of: Skiing SnowboardingSledgingSkatingHiking Mountain Biking Sight Seeing Fishing Golf

Switzerland



Hiking near the Matterhorn, Switzerland
Are you looking for a good hiking tour in Switzerland, Italy or France this year? If so, consider hiking with Alpinehikers. Hike the trails. Meet the locals. Dance with the cows.... Treat yourself to a hiking vacation you'll never forget! We specialize in small-group travel to Switzerland and the surrounding alpine areas. We offer guided hiking tours along with custom self-guided tours for both hiking and non-hiking vacations, and (new!) guided train tours of Switzerland. Check our 2009 tour schedule for dates and prices.
Pictures and words can't begin to convey the richness and depth of an actual tour. Whether it's rounding a hill to gain a spectacular view, sharing wine, fondue, and laughter with new-found friends, or waking up to fresh mountain air and distant tinkling of cowbells - a Switzerland hiking tour is something that needs to be experienced yourself to be fully appreciated. Switzerland's mountains may seem timeless, but each tour is unique. New personalities, outstanding hikes, and exciting discoveries make each tour a one-of-a-kind adventure.

We offer a small variety of carefully crafted, memorable hiking tours throughout Switzerland, the Dolomites, and the 3-country Mont Blanc region, and perfectly balanced guided train tours of Switzerland for a more relaxed trip. Whether you join a guided hiking tour or create your own custom self-guided tour of Switzerland, you won't find more beautiful scenery or a richer experience anywhere in the Alps. We work hard to create fun, authentic, affordable hiking tours in stunningly beautiful surroundings. Alpinehikers is a small, family-run tour company. We are always available by email or phone, and will answer any questions you have promptly. Thanks for checking in, and I hope to see you in Switzerland next summer! -Troy Haines, owner & guide

2008 2009 PARFÜMLERİ

Moschino - Funny Narin teninize canlılık ve hareket katacak bu koku üst notalarında parıltılı meyve ferahlığı ile zenginleşiyor. Merak uyandıran ve alışkanlık yapan bir cazibe için lezzetli kırmızı kuş üzümü ile renklendirilmiş şaşırtıcı notalar bulunuyor. Alt notasında yosun ve sedir ağacıyla zenginleştirilmiş sıcak, çekici bir amber akoru yayarak iştah açan bir iz bırakıyor.
50 ml 95 YTLSisley - Eau Du Soir De Lune P.F.EDPAyın narin ışığı altında aşkın ilan edildiği büyülü bir geceden ilham aldı. Büyük Fransız parfümlerinin artistliği, çağdaş ve romantik parfüm akorlarına adanmışlık ve seçilmiş, en doğal esanslardan yaratıldı Soir DeLune. Centifolia Gülü, Kamelya, Paçuli, Mimoza, Kişniş... Şişesi beyaz yıldızlarla aydınlanmış bir geceyi özetliyor. Meyvemsi ve kristalli notasıyla açıldığı anda duyuları uyarıyor, lüks ve çiçeksi notalar, ardında harika ve karakteristik bir iz bırakıyor. 50 ml 202 YTL
Jean Paul Gaultier ClassiqueÇiçeksi, bahartlı zarif bir koku.. Gül, portakal çiçekleri, vanilya ve baharat karışımı kokusuyla, daha çok orta yaş üzerindeki bayanlar tercih edebilir. Hafif, daha çok çiçek kokularını sevenler tarafından fazla çekici bulunmayabilir. 50 ml 135 YTL
Hugo Boss - Femme EDPParlak, yumuşak, pürüzsüz ve özgürleştirici... BOSS’un yeni kokusu “Femme”, ardında büyüleyici bir aura bırakıyor. Kokunun ustaca tasarlanmış, havada asılı kalan sıcaklığı en sofistike ve modern tarafını oluşturuyor.Kremsi misk özü sayesinde Madagaskar yasemini, gül ve yabani zambakla uyum sağlıyor. 50 ml 90 YTL
Givency - Ange ou Demon Givenchy markası olan bu koku, cezp edici özelligi ile, beyaz kekik, mandalin ile başlayarak zambak, orkide vanilya, meşe odunu ve tonka fasulyesi karışımına sahip.50 ml 120 YTL
Thierry Mugler - Eau De StarsFerahlık ve duyumsallığın umulmadık bir füzyonu olan parfüm zıtlıları cesurca birleştirerek şaşırtıcı ve yaratıcı notalar sunuyor. Vanilyanın iştah açıcı kokusu, şehvetli zevk düşüncelerini davet eden paçuli ile duyularımızı seyahate çıkaran karşı konulmaz çekiciliği sayesinde büyülüyor. Therry Mugler'in kendi yaratıcı kreasyonu olan üçgen şeklindeki bu şişenin gümüş kapağı da aynı şekle sahip. 50 ml 95 YTL
Michael Kors - Woman EDPDünyanın en narin, masalsı çiçek özlerinden bir kısmı, egzotik baharatlarla, hafif yeşil bitkilerle ve tütsü ile yeniden keşfedilerek harmanlanıp; büyületici, modern ve duygulara hitap eden bir koku haline getirilmiş… Hemen aradığınızı bulduğunuzu düşünmenizi sağlayan bir parfüm
Michael Kors... Zerafetin ve geleneğin, duyulara hitap eden egzotik unsurlarla benzersiz bir bileşimi... 50 ml 118 YTL
Agent Provocateur - Maitresse EDPKıymetli, gizemli, incelikli, zarif... Çekici, cazibeli, baş döndürücü, erkeklerin aklını başından alan, kontrollerini kaybettiren, onları güçsüz kılan, karşı koyamadıkları ve uzak da kalamadıkları kadın. Maitresse...Yumurta formunda şişesi; altın kaplamalı altın şeffaf camı, ışık oyunları ve yansımaları ile tahrik edici... Maitresse gerçekten çarpıcı bir koku... 50 ml 132 YTL
Chanel No:5Ona kişiliğinizi emanet ediyorsunuz. No. 5 sizin baştan çıkarıcılığınızı geliştiriyor: Sizin eşiniz yok. Bir çiçek buketi, sandal ağacı devamında gül ve yasemin. Bu koku Marlyn Monroe'nun kokusu olarak da biliniyor.50 ml 140 YTL

2008 2009 nişan kıyafetleri,abiyeler,gelinlik modelleri











dantel örnekleri




bebek patikleri







zondag 2 november 2008

LUXURY YACHT

Haydi bu mükemmel yatla mavi yolculuğa çıkalım.Nette gezerken gördüm bu güzelliği ve bu yatla nerelere gidebiliceğimizi araştırmaya karar verdim.Ne dersiniz bana önerileriniz olabilir mi ?

Dünya Borpower in peşinde

BORPOWER , ABD olmak üzere Bir çok ülkelerden Teklifler yağıyor...Dünya devi şirketler, Türk şirketin uzun yıllar süren Ar-Ge ile ürettiği teknolojinin hammaddesini kullanarak ürünler geliştirme düşüncesindeydi ancak şirket yetkilileri, bu teklifleri reddetti. NNT Nanoteknoloji Bor Ürünleri A.Ş Genel Müdürü Mehmet Can Arvas, NNT’nin Türkiye’nin bor madenlerini en ileri nanoteknoloji kullanarak geliştirdiği uç ürünlerin benzerinin dünya genelinde yapılamadığını söyledi.Tamamen yerli sermayeye ait şirketlerinin Ar-Ge personelinin uzun yıllar araştırmaları sonucu ortaya çıkardıkları ileri teknoloji ürünlerinin know-how’ının, ABD’nin motor yağlayıcı teknolojisindeki dev firmaları tarafından satın alınmak istendiğini ifade eden Arvas, bu talebi reddettiklerini dile getirdi.Amerika’nın bu teknoloji üzerine çalıştığı şirketlerin ürünlerinin mikron teknolojisi seviyesinde olduğunu belirten Arvas, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu şirketler, henüz ileri teknoloji olan nanoteknolojiyi kullanamıyorlar. Bu konuda yaptıkları açıklamalarda 4 yıl sonra nano ölçekli üretime geçebileceklerini, bunun için 4-6 milyar dolar arasında yatırım yapmayı planladıklarını da resmi olarak açıkladılar. Biz bu teknolojiyi dünyada üretebilen tek firma olduğumuzdan şirketimizden boru nanoteknoloji ile işleyerek oluşturduğumuz Angstrom ve nano ölçek (MCDP) denilen hammaddeyi istediler. Bu bir anlamda Türkiye’de geliştirilen ileri bir teknolojinin üretim sırlarını açıklamak anlamına geliyordu. Bu hammaddeyi alarak geliştirecekleri ürünleri çeşitli sektörlerde kullanacaklar ve piyasaya sunacaklardı. ’Bu teknolojinin know-how’ını bize verin, biz üretelim, kendi markamızı üretelim’ dediler ancak şirketimiz bu teklifi kabul etmedi."ABD’deki dev şirketlerin halen mikro ölçekte geliştirdikleri motor yağlayıcı teknolojisini NNT’nin hammaddeleriyle kısa sürede nano boyuta taşımayı hedeflendiğini ifade eden Arvas, "Fakat biz ürünümüzün hammaddesini vermedik. Çünkü bunu kendimiz kullanıyoruz. İç piyasaya ve yurt dışına ihraç ettiğimiz ürünlerin üretimi aşamasında bu hammaddeyi kullanıyoruz. Onlara cevabımız ise ’Bizden hammadde değil, ürün alabilirsiniz’ oldu" dedi.-BAŞKA ÜLKELER DE İSTEDİ-Arvas, dünyada motor yağlayıcı teknolojileri üzerine az sayıda şirketin çalıştığını belirterek, BORPOWER ürünlerinin üretim teknolojisine ilişkin bilgileri alma konusunda ABD’nin dev firmalarının yanı sıra Almanya ile pek çok Uzak Doğu ülkesinden de teklif geldiğini söyledi. Arvas, "NNT, bu teklifleri de reddetti. Biz, dünya bor rezervlerinin yüzde 70’ine sahip olan Türkiye’nin bor alanında dünya lideri olmasını istiyoruz. Bu nedenle bu tekliflere de kapalıyız. Bu gerçeğin altını çizmek istiyoruz" diye konuştu.Arvas, BORPOWER ürünlerinin İngiltere’de ve Almanya’da satılmaya başladığını, geliştirdikleri teknolojinin dünya bilim adamları tarafından 21. asrın en önemli buluşu olarak seçildiğini ve bu nedenle Münih’te bulunan Dünya Teknoloji Müzesine konulduğunu aktardı.-BORPOWER-Arvas’ın verdiği bilgiye göre, BORPOWER teknolojisi araç motorlarında yüzde 20’ye kadar yakıt tasarrufu sağlıyor, araçların rektefiye ve yağ ömrünü 2 kat uzatıyor.Dünyada bir ilk olan BORPOWER teknolojisinin Türkiye’ye yakıt-yağ tasarrufunda yılda 6-8 milyar dolar kazandıracağı belirtiliyor. Türkiye’de yılda 500 bin ton sanayi yağının kullanıldığı düşünüldüğünde, BORPOWER teknolojisinin bu rakamı 250 bin ton seviyesine indireceği, böylece hem ekonomiye hem çevreye katkı yapacağı ifade ediliyor. NNT, bor ile ilgili 250 yeni proje yürütüyor.

ROMA


Roma, İtalya'nın ve Lazio bölgesinin başkentidir. Tiber ve Aniane nehirleri arasında ve Akdeniz'e yakındır. 2.7 milyon nüfuslu (Aralık 2006) şehirde Katoliklerin ruhani lideri Papa'nın yaşadığı bağımsız devlet Vatikan da yer almaktadır.Roma, İtalya'nin en kalabalık şehri ve 1290 km²lik yüzölçümüyle Avrupa'nın en geniş yüzeye yayılmış başkentlerinden biridir. Milano, Napoli, Torino, Bolonya, Palermo, Catania, Floransa, Cenova ve Bari'nin toplamından daha geniş bir yüzölçümüne sahiptir. Roma Büyükşehir'in toplam nüfusu 4 milyondur.75 milyar € luk gelirle İtalya'nın toplam milli hasılasının %6.5'ini tek başına kazanır.2800 yıllık şehir, sırasıyla ve resmi adlarıyla; eski Roma'nın, Roma Krallığı'nın, Roma Cumhuriyeti'nin, Roma İmparatorluğu'nun, Papalık Yönetiminin, İtalyan Krallığı'nın ve İtalya Cumhuriyeti'nin merkezi ya da başkenti olmuştur.NETTEN

NEW YORK

New York, Amerika Birleşik Devletleri'nin nufus bakımından en büyük kenti. Aynı isimli New York eyaleti'nde yer alır. Dünyaca önemli bir siyaset, ticaret, moda, eğlence ve finans merkezidir. Birleşmiş Milletler Genel Konseyi binası bu kenttedir. Fakir semtlerinde ise çok sayıda işsiz ve evsiz yaşar.8,1 milyon olan kent nüfusu, 800 km²'lik bir alanda yaşamaktadır. Çevre banliyöleriyle birlikte New York metropolitan bölgesi 21 milyonluk nufusa sahiptir ve dünyanın en kalabalık yerleşim bölgelerinden birini oluşturur.New York, bir göçmen kentidir. Kentte yaşayan her üç kişiden biri ABD dışında bir ülke doğumludur, İngilizce çeşitli aksanlarla konuşulur. Kentte İngilizce’nin yanı sıra İspanyolca, Little Italy (Küçük İtalya) semtinde İtalyanca, China Town’da (Çin mahallesi) Çince konuşulur. Kent beş bölüme ayrılmıştır: Manhattan, Brooklyn, Queens, Bronx ve Staten Island. Özgürlük heykeli, Empire State Binası, Central Park ve Times Meydanı, Modern Sanat Müzesi, Guggenheim Müzesi ve Modern Tarih Müzeleri şehrin ilgi çekici mekanlarıdır. Gökdelenleri, caddeleri, lokantaları, alışveriş merkezleri ve insanlarıyla, New York turistleri cezbetmektedir

saç bakımı için püf noktalar

Saç bakımı günümüzde başlı başına bir uzmanlık alanı ve iş alanı haline gelmiş olsa da kendi çabanızla yapabileceğiniz bazı şeyler var. İşte bunlardan bazıları...Kuru saçlarKuru saçların neme ihtiyacı vardır, bu nedenle etkili bir saç kremi her şampuanın kesinlikle olmazsa olmazı. Saçınızın kökleri dışında her yanına boydan boya uygulayın. Yaklaşık üç dakika bekleyin, ardından kayganlığı gidinceye dek durulayın.Saç maskeleri ışıltıyı artırmak için muhteşem bir çözüm, ancak saçta beş dakikadan uzun süre bekletildiği takdirde işe yarar.Kimyasal maddeler ve saç kurutma makinesiyle aşırı derecede kurutma en aza indirilmeli. Öte yandan gölge ve renk, gereğince yapılırsa ışıltıyı ve saçın kalitesini artırabilir. Kullanılan ürünlerdeki peroksit düzeyinin de az olmasına dikkat edilmeli.Boyamadan sonra saç renginin korunması için, daima boyalı saçlar için geliştirilen ürünler kullanılmalı. Bu ürünler alkol içermez ve pH dengesini korur, böylece saçın fazla kurumasının önüne geçilir.İnce ve cansız saçlarSaç serumları kırılan uçları düzleştirmede son derece işe yarar. Parmaklarınızın arasına bir damla alarak yıpranmış saç uçlarına uygulayın.Hacimsiz saçlar çoğu zaman fazla ürünün, özellikle de saç kremlerinin kullanması sonucu ortaya çıkar. Daha hafif bir ürüne geçin ya da birkaç gün boyunca hiç kullanmayın.Saçlara hacim ve hareket kazandırmak amacıyla, saç diplerine (geri kalan yerlere değil) köpük sıkın. Saç kurutma makinesiyle şöyle bir kurutun.Yağlı saçlarSaç derisinde biriken sebum adlı yağ hücrelerinin fazlalığı düzensiz şampuanlama, terleme ya da hormonal dengesizlikten kaynaklanıyor olabilir. Saç derisindeki bezlerden gelen salgılar saç tellerinin üzerini kaplar, toz ve kirler saçta toplanır, böylece saçınız yağlı, cansız ve donuk bir görünüme bürünür. Çaresi: saçınızı her gün arındırıcı bir şampuanla yıkayın. Krem içermeyen şampuanlardan kullanın.Dalgalı saçSaç türleri arasında en yaygın olanı budur. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 60 ı değişen oranlarda dalgalı saça sahiptir. Dalgalı saç genellikle kuru olur, bu nedenle nemlendirici içeren şampuan ve kremlere gerek vardır.Islak saça uygulanan serumlar saç tellerini yumuşatır.Serum ve köpükler saçtaki kıvrımları vurgular.Saçın ıslakken düz taranması, jöle sürülmesi ve kendi kendine kurumaya bırakılması da izlenebilecek başka bir yöntemdir.Saçla ilgili önemli ipuçlarıSaçınızın sağlığını yitirecek kadar kötüleşmesine izin vermeyin. Güneşten kaçının, özellikle de saçınız boyalıysa...Her zaman nazik şampuanlar ya da kremler kullanın. Saç tipinize ya da saçınızın durumuna uygun ürünler seçin.Saçınızı sert havlularla kurulamak dalgaları kıvırcık hale getirebilir.Saç tipinizden emin değilseniz kuaförünüze ya da uzman tehşhisine başvurun.Saç kesiminin önemiİnce telli ve düz saçlar cesaret isterSaçınızı omuzlarınızdan aşağıya uzatmayın; zekice kesilmiş katlar saçınızı daha kalın göstererek hareket kazandırır. Yüz şeklinize uygun bir perçem de iyi fikirdir.Kalın ve sert saçlarEn kolay saç tiipi, ama sürekli bakım ve kontrol gerektirir. Fazla kısa kesmeyin, yoksa çim adama benzersiniz.Dalgalı saçlarİnceden kalına doğru uzanır, bu yüzden kesim ve uzunluk tamamen yüz şekline bağlıdır. Ne kadar uzatırsanız, dalgaları o kadar azalır.Kıvırcık saçlarBu saçların yapısı büyük çeşitlilik gösterir, ancak önünüzdeki seçenekler sınırlıdır. Doğal haliyle bırakın, iyi bakın ve örme, topuz gibi stil tekniklerini öğrenin ya da düz hale getirin. Bu sonuncusu kimyasal işlem gerektirdiğinden, saçınızı sağlıklı tutmak için sürekli bakım uygulamanız gerekecek. Düzleştirme işlemini profesyonellere bırakmanız en iyisi.

saç nakli

Dakika dakika SAÇ NAKLİİsveç’te saç ekimi konusunda kendi geliştirdiği tekniği kullanan Türk Doktor. Demir İlter'in kliniğinde bir saç operasyonunu baştan sona görüntüledik. İşte aşama aşama gördüklerimiz...Bundan birkaç ay önceydi. İsveç'teki kliniğinde yaptığı çok başarılı saç nakilleriyle adından söz ettiren Türk doktor Dr. Demir İlter birkaç günlüğüne İstanbul'a gelmişti. Saç ekimi zor bir konu. Her ne kadar teknik gelişse de bu konuda başarılı ameliyat yapan doktor sayısı dünyada bile bir elin parmak sayısı kadar sınırlı. Doğal, ekildiği belli olmayan saçlar yaratmak o kadar kolay değil. Dr. İlter, hem Stockholm'deki kliniğinde uzun yıllardır kendi geliştirdiği tekniğiyle bu operasyonu gerçekleştiriyor hem de bunu dünyanın dört bir yanında gittiği konferanslarda meslektaşlarıyla paylaşıyor. Haliyle yurtdışında gözardı edilmeyecek başarı elde etmiş bir Türk doktor da ilgi alanımıza giriyor.Sohbetimiz sırasında saç nakliyle ilgili bütün literatürü son derece basit, konunun uzmanı olmayan, sıradan bir kişinin rahatlıkla anlayacağı bir dille o kadar güzel anlattı ki, bir saatin sonunda saç ekimi konusunda epey bilgi edindim. İşin ilginci bunları kafamda bir yere not ettim. İlter, aslında 10 yıl plastik, sekiz yıl da kalp ve damar cerrahı olarak çalışmış. İki yıl önce saç nakli yaptıran ancak bundan memnun kalmayan bir arkadaşının yardım istemesiyle doktor arayışına girmiş. Bu konuda uzman bulmakta zorlanırken bir yandan da bu alanın içinde bulmuş kendini. Kliniklerin odak noktasının hasta olmadığını görüp bu branşla ilgilenmeye karar vermiş. Şimdi kendi adıyla kurduğu kliniğinin başında. Dr. Demir İlter'in operasyonlarının en önemli özelliği son derece ince mikrocerrahi aletlerle çalışıyor olması. Geliştirdiği FUE plus tekniğinde 0.6 mm'lik aletleri kullanıyor ve bu anlamda Avrupa'da bu kadar ince el becerisi isteyen bir operasyonu gerçekleştirebilen tek doktor. Böylelikle her santimetrekareye daha çok ekim yapılabiliyor. Ama perasyonların bir başka önemli özelliği ise, yara izi görüntüsü kalmıyor. Ekilen saçın son derece doğal gözükmesi, saç ekilmiş hissi uyandırmaması da bu ince işlem sayesinde oluyor. Böylesine iddialı bir operasyonu yerinde görüntülemek istedik. Ve fotoğrafçı arkadaşımla birlikte Stockholm'un yolunu tuttuk. Operasyonu baştan sona görüntüledik. İşte Dr. İlter'in geliştirdiği FUE plus tekniği ve bu teknikle yapılan bir operasyonun öyküsü.

Tüp bebekle ilgili terimler ve anlamları

Kadının yumurtası ve erkeğin sperminin vücut dışına alınarak laboratuvar şartlarında ve bazı özel plastik kaplar içinde bir araya getirilerek, döllenmenin sağlanmasıdır. İşte, bu vücut dışında yapılan işleme IVF (in vitro fertilizasyon) veya tüpbebek denir. Vakaların % 10-15’inde yumurtaların tümü bu yöntemle döllenmeyebilir. Bu nedenle daha az kullanılmaktadır. Daha önce gebe kalmış ve doğurmuş kadınlarda daha başarılı olmaktadır.1970’lerin başında rahim kanalları kapalı olan kadınların çocuk sahibi olabilmeleri için geliştirilmiş olan bu yöntem ilk tüp bebek olan Louise Brown’ın 1978’de doğması ile popülarite kazanmıştır. Kullanıma giren ilk yöntem olmasi dolayısıyla halk arasında kısırlık tedavileri içinde en bilinenidir. ICSI ( İntra sitoplazmik sperm enjeksiyonu = Mikroenjeksiyon): Sperm hücrelerinde ileri derecede sayı, hareket ve şekil bozukluğu görülen erkekler için geliştirilmiş bir yöntemdir. IVF ile döllenme elde edilemeyen vakalarda da kullanılır. Mikroinjeksiyon işlemi, özel bir mikroskop kullanılarak her bir yumurtanın içine seçilmiş bir adet sperm hücresinin yerleştirilmesidir. Tüp bebek te kullanılan bir tekniktir.TESA (Testiküler sperm aspirasyonu) ve TESE (Testiküler sperm ekstraksiyonu): Verdiği örneklerde hiç sperm hücresine rastlanmayan, ancak testis lerinde sperm yapımı olan hastalarda, spermin testislerden iğne veya biyopsi ile alınarak icsi de olduğu gibi kullanılmasıdır. Embriyo:Kadın yumurtasının sperm hücresi ile birleşmesi sonucu oluşan insan yavrusu taslağına embriyo denilir. Önce 2 hücreli olarak yaşama başlayan embryo hızla bölünerek hücre sayısını artırır ve genellikle döllenmeden 5-7 gün sonra rahim içindeki dokuya (endometrium) tutunur. Burada gelişmesi devam ettikçe plasenta (eş) adı verilen doku aracılığı ile anneden beslenmeye başlar ve bu arada kendi varlığını belli eden bir hormon salgılar. Bu hormonun anne kanında veya idrarında tesbit edilmesi için gebelik testi yapılır (hcg testi).Assisted Hatching (Embriyo zarının inceltilmesi): Normal şartlarda embriyo, rahime tutunmasından hemen önce, çevresini koruyucu olarak saran tabakadan (zona) kurtulur. Zona tabakasının ileri derecede kalın olması halinde, embriyo bu tabakadan dışarı çıkamaz ve rahime tutunamaz. Bu durumda embriyo rahime verilmezden önce zona tabakasının bir kenarından inceltilmesinin, gebelik şansını artırdığı ileri sürülmektedir. Ancak, bu teknikle embriyonun zedelenme ihtimali az da olsa vardır.Blastosist transferi (Geç dönemtransfer-5. gün transfer): Anne ve babadan alınan üreme hücrelerinin birleşmesi ile embriyo denilen yeni bir yapı ortaya çıkar. Embriyo sürekli bölünerek hücre sayısını arttırır. Genellikle embriyo, anne adayından yumurta toplandıktan sonraki üçüncü gün, yaklaşık 7-8 hücreli safhada iken rahim içine yerleştirilir (embryo transferi). Her zaman uygulanmamakla birlikte kaliteli embriyo sayısı fazla ise embriyo gelişimi daha ileri safhalara kadar takip edilerek daha geç bir günde (en geç 5. gün) embriyo transferi uygulanabilir. Böylece, embriyolardan daha iyi gelişenleri seçme şansı olabilir, transfer ve rahime tutunma arasındaki süre kısaltılmış olur. Embriyonun doğal ortamına dönüşünü geciktirmesi ve kalan embriyoların dondurulması şansını azaltması, bu uygulamanın olumsuz yönleridir. Ancak çok sayıda yumurta ve embryo gelişenlerde uygulanabilecek bir yöntemdir. Embriyo dondurulması (Cryopreservation): Embriyo transferi tamamlandıktan sonra elde kalan iyi kalitede embriyolar özel bir teknikle dondurularak, daha sonra kullanılmak üzere saklanabilir. Donma ve çözülme sırasında kalitesini koruyabilen embriyolardan oluşan bebeklerin özel bir sağlık sorunları olmamaktadır. Ülkemizdeki ÜYTEM yönetmeliği embriyoların 3 yıl saklanmalarına izin vermektedir. Dondurulmuş embryoların transferi taze embryo kadar verimli olmamaktadır. Çünkü, donma işleminden açılan embryoların yaklaşık % 30-50’ si ölmektedir. Preimplant genetik tanı (PGD): Embriyonun 8 hücreli safhasında bir veya iki hücrenin embriyodan alınarak genetik tetkik için kullanılması embriyonun gelişimine engel olmaz. Alınan bu hücreler kromozomal olarak incelenebilir ya da ailede bilinen genetik bir hastalık var ise, bu hastalık yönünden tetkik edilebilir. Sonuçta uygun nitelikte olan embriyolar, transfer için seçilir. Bu yöntemde gebelik şansı yarı yarıya azalmakla birlikte genetik hastalıklar için olumlu sonuçlar sağlar. Bu uygulamayı yapmak her hastada mümkün olmamaktadır.